23 Şubat 2018

Mini Cooper S



Mini Cooper S

Samimiyet Mini markasının genlerinde sonuna kadar olan bir kavram. Öyle ki 1950’li yıllardan neredeyse günümüze kadar yarım asır aynı kasayı güncellemeler ile muhafaza edebilmeyi başarmıştır. Marka Dünya üzerinde yapılan anketlerde “en etkileyici otomobil” olmayı çoğu zaman başarmıştır. Şüphesiz bunun altında markanın bu modelde uyguladığı samimi bir tasarım ve tarz yatıyor. Mini markası, Cooper modelini farklı motor ve kişiselleştirilebilir tasarım seçenekleri ile farklı sürüş tarzlarını isteyen her kullanıcı kitlesine göre şekillendirmiştir. 
Bu durum markanın kullanıcı kitlesinin dilini çözdüğünü ve iyi yorumladığını, aynı zamanda sürekli kullanıcısı ile etkileşim içerisinde olarak samimiyet bağını koparmadığını, buna önem verdiğini göstermektedir.
Cesaret, Mini Cooper S’i tercih etme aşamasında sahip olmanız gereken en temel duygulardan biri. Toplumda çoğu marka model için geçerli olan önyargılar bu araç için de geçerli. Benim agresif araçlara olan düşkünlüğüm bir şekilde yolumu 2013 model Mini Cooper S ile kesiştirdi. Aracın sevimli ve sempatik görünümünün altındaki güç ve teknik detayları görebilmek için açıkçası Cesaret göstererek bu aracı tercih etmeniz gerekiyor. Emin olun bu cesaretin sonunda safkan bir spor ruh beklentisi ile giriştiğiniz bu yolda hayal kırıklığına uğramıyorsunuz. 
Aracın kalbini PSA-BMW işbirliği ile geliştirilen 1.6 litrelik turbo benzinli motor oluşturuyor. Bu makine twinscroll turbosu sayesinde 184 hp güç ve 240 Nm tork üretebiliyor. 6 ileri otomatik şanzıman ile kombine edilen aracı spor modunda 6 saniye gibi zamanda 0-100 km/s hıza ulaştırabiliyorsunuz.
Çift kavrama risklerinden uzak, klasik tork konvertörlü ZF Şanzıman ve motor oldukça uyum içerisinde sorunsuz olarak görev yapıyor. Vites kolunun hemen önündeki Sport düğmesine bastığınızda Cooper S adeta bir cep herkülüne dönüşüyor ve asfalt ile aranızda ateşli bir senfoni uyumunda beklentilerinize sonuna kadar cevap veriyor. Ayrıca egzozdaki valfin devreye girmesiyle ufak egzoz patlamaları da zevkinizi körüklüyor…
 
Tutku’yu bu araca giydirilmiş bir Brioni takım elbisesi gibi düşünebilirsiniz. Öyle ki, aracın sizin üzerinizde doğrudan kendisine bağımlılık yaratan bir etkisi bulunuyor. Bünyesindeki tasarım ve teknik detaylardaki gücü sayesinde başka bir araç kullanmayı/sahip olmayı aklınızdan dahi geçirmiyorsunuz. Adeta sizi büyük bir albeni ile kendine aşık ediyor. 
Bu tutku, Mini’yi diğer akranlarından sıyrılarak bir adım öne çıkarıyor ve ona hor davranmamanızı, her konuda bakımlarını ihmal etmemenizi sağlatıyor. Hayat da böyle değil midir? Tutku ile bağlı olduğunuz her şeyi sonsuza kadar yaşatmak istersiniz… Aracın en büyük tutku yaratan unsurlarından biri de adeta tren rayı üzerinde gidiyormuşsunuz hissi uyandıran yol tutuş yeteneği diyebilirim.
Yenilik ve yarım asra yakın bir zamanda aynı kasayı kullanmak terimleri yan yana çelişkili durabilir fakat detaylara indiğinizde, zamana karşı kendini sürekli yenileyebilmiş, teknolojiyi sonuna kadar kullanmış ve en önemlisi kullanıcı kitlesinin isteklerine göre makyajlarını yapmış bir model görüyorsunuz. Yenilenmeyi sadece tasarımında değil, örneğin güvenlik anlamında EuroNcap testlerinden 5 yıldız alabilmek için yaptığı iyileştirmeler veya küçük hacimli motorlardan turbo desteğini kullanarak yüksek güçler elde etmek için de yapmıştır…
Sadelik kavramını Mini Cooper S’in elinizin uzandığı her detayında rahatlıkla görebiliyorsunuz. Günümüz kullanıcılarının istekleri bu anlamda çoğu zaman tariflenemez durumdadır. Çok sade bir konsol kullanıcılara sıkıcı gelirken, çok tuşlu bir tasarım da karmaşık ve ürkütücü görünebiliyor. Bu anlamda Cooper’da özellikle konsol ve tuş tasarımlarına iyi çalışılmış. 
Sonuç olarak da kullanım anlamında iştah kabartan minimalist ve şalter şeklinde tuş ve buton düzenekleri ortaya çıkmış. Kolay ulaşılabilir/anlaşılabilir fakat aynı zamanda sıradanlıktan uzak olması sadeliğin nasıl tutkuya dönüşeceğinin bir ispatı olarak karşımıza çıkıyor.
Birliktelik anlamında sıradan bir spor otomobilden farklı olarak, bir Mini sahibiyseniz özellikle çocuklarınız markete dahi onunla gitmenizi isteyecektir :) 
Girdiğiniz her ortamda sempati ile karşılanacak, yukarıda saydığım tüm değerleri bu araçta sonuna kadar yaşayacaksınız. 

İyi Sürüşler