Mini Cooper S
Samimiyet Mini markasının genlerinde sonuna kadar olan bir
kavram. Öyle ki 1950’li yıllardan neredeyse günümüze kadar yarım asır aynı
kasayı güncellemeler ile muhafaza edebilmeyi başarmıştır. Marka Dünya üzerinde
yapılan anketlerde “en etkileyici otomobil” olmayı çoğu zaman başarmıştır.
Şüphesiz bunun altında markanın bu modelde uyguladığı samimi bir tasarım ve
tarz yatıyor. Mini markası, Cooper modelini farklı motor ve kişiselleştirilebilir
tasarım seçenekleri ile farklı sürüş tarzlarını isteyen her kullanıcı kitlesine
göre şekillendirmiştir.
Bu durum markanın kullanıcı kitlesinin dilini çözdüğünü
ve iyi yorumladığını, aynı zamanda sürekli kullanıcısı ile etkileşim içerisinde
olarak samimiyet bağını koparmadığını, buna önem verdiğini göstermektedir.
Cesaret, Mini Cooper S’i tercih etme aşamasında sahip
olmanız gereken en temel duygulardan biri. Toplumda çoğu marka model için
geçerli olan önyargılar bu araç için de geçerli. Benim agresif araçlara olan
düşkünlüğüm bir şekilde yolumu 2013 model Mini Cooper S ile kesiştirdi. Aracın sevimli
ve sempatik görünümünün altındaki güç ve teknik detayları görebilmek için açıkçası
Cesaret göstererek bu aracı tercih etmeniz gerekiyor. Emin olun bu cesaretin
sonunda safkan bir spor ruh beklentisi ile giriştiğiniz bu yolda hayal
kırıklığına uğramıyorsunuz.
Aracın kalbini PSA-BMW işbirliği ile geliştirilen 1.6
litrelik turbo benzinli motor oluşturuyor. Bu makine twinscroll turbosu
sayesinde 184 hp güç ve 240 Nm tork üretebiliyor. 6 ileri otomatik şanzıman ile
kombine edilen aracı spor modunda 6 saniye gibi zamanda 0-100 km/s hıza
ulaştırabiliyorsunuz.
Çift kavrama risklerinden uzak, klasik tork konvertörlü ZF Şanzıman
ve motor oldukça uyum içerisinde sorunsuz olarak görev yapıyor. Vites kolunun
hemen önündeki Sport düğmesine bastığınızda Cooper S adeta bir cep herkülüne
dönüşüyor ve asfalt ile aranızda ateşli bir senfoni uyumunda beklentilerinize sonuna
kadar cevap veriyor. Ayrıca egzozdaki valfin devreye girmesiyle ufak egzoz
patlamaları da zevkinizi körüklüyor…
Tutku’yu bu araca giydirilmiş bir Brioni takım elbisesi gibi
düşünebilirsiniz. Öyle ki, aracın sizin üzerinizde doğrudan kendisine bağımlılık
yaratan bir etkisi bulunuyor. Bünyesindeki tasarım ve teknik detaylardaki gücü
sayesinde başka bir araç kullanmayı/sahip olmayı aklınızdan dahi
geçirmiyorsunuz. Adeta sizi büyük bir albeni ile kendine aşık ediyor.
Bu tutku,
Mini’yi diğer akranlarından sıyrılarak bir adım öne çıkarıyor ve ona hor davranmamanızı,
her konuda bakımlarını ihmal etmemenizi sağlatıyor. Hayat da böyle değil midir?
Tutku ile bağlı olduğunuz her şeyi sonsuza kadar yaşatmak istersiniz… Aracın en
büyük tutku yaratan unsurlarından biri de adeta tren rayı üzerinde
gidiyormuşsunuz hissi uyandıran yol tutuş yeteneği diyebilirim.
Yenilik ve yarım asra yakın bir zamanda aynı kasayı
kullanmak terimleri yan yana çelişkili durabilir fakat detaylara indiğinizde,
zamana karşı kendini sürekli yenileyebilmiş, teknolojiyi sonuna kadar kullanmış
ve en önemlisi kullanıcı kitlesinin isteklerine göre makyajlarını yapmış bir
model görüyorsunuz. Yenilenmeyi sadece tasarımında değil, örneğin güvenlik
anlamında EuroNcap testlerinden 5 yıldız alabilmek için yaptığı iyileştirmeler
veya küçük hacimli motorlardan turbo desteğini kullanarak yüksek güçler elde
etmek için de yapmıştır…
Sadelik kavramını Mini Cooper S’in elinizin uzandığı her
detayında rahatlıkla görebiliyorsunuz. Günümüz kullanıcılarının istekleri bu
anlamda çoğu zaman tariflenemez durumdadır. Çok sade bir konsol kullanıcılara sıkıcı
gelirken, çok tuşlu bir tasarım da karmaşık ve ürkütücü görünebiliyor. Bu
anlamda Cooper’da özellikle konsol ve tuş tasarımlarına iyi çalışılmış.
Sonuç olarak
da kullanım anlamında iştah kabartan minimalist ve şalter şeklinde tuş ve buton
düzenekleri ortaya çıkmış. Kolay ulaşılabilir/anlaşılabilir fakat aynı zamanda sıradanlıktan
uzak olması sadeliğin nasıl tutkuya dönüşeceğinin bir ispatı olarak karşımıza
çıkıyor.
Birliktelik anlamında sıradan bir spor otomobilden farklı
olarak, bir Mini sahibiyseniz özellikle çocuklarınız markete dahi onunla
gitmenizi isteyecektir :)
Girdiğiniz her ortamda sempati ile karşılanacak, yukarıda saydığım tüm
değerleri bu araçta sonuna kadar yaşayacaksınız.
İyi Sürüşler