Bazı erkeklerin hayatta vazgeçilmezleri vardır…
Kadın zarafeti ile süslenmiş hatlar, kendine güvenen asil bir
duruş, agresif keskin bakışlar…
İçine girildiğinde ise, agresifliğin yerini hisli ve estetik
dokunuşlara bıraktığı, yüzü size dönük, sizi daima özel hissettirecek bir tasarım
anlayışı…
Onu her kullanışınızın sonunda, bir Falcon’un kokpitinden
dünya turu yapmışçasına rahatlatan, dışarıdakilerin sürekli sahip olmak için
hayran ve imrenen bakışlarına bünyesindeki teknik güç ve birikimle küstahça
gülümseyen ve size vazgeçilmezlik duygusu aşılayan…
Alfa Romeo… Özel
kullanıcıların dilini çözmüş, yukarıdaki betimlemeyi 159 modelinde çıta seviyelerine yükseltmiş ve
bunu tattırdıktan sonra kullanıcıların vazgeçilmezi haline getirmiştir. Öyle ki;
bu kitlenin dünya üzerinde bir nitelemesi dahi bulunuyor; Alfisti
Bu incelememde yukarıdaki anlatıma birebir uyacağını
düşündüğüm ve özel bir dostumun yönlendirmesi ile tercih ettiğim, gerçek
anlamda bir fiyat/performans aracı olan, 2007 model Alfa Romeo 159 - 1.9 JTDm Distinctive
Plus Q-Tronic modelini sizlere anlatmaya çalışacağım.
1906 yılında SAID – Societa Anonima Italiana Darracq ismiyle
otomobil üretimine başlayan firma, 3 yıl içinde iflasın eşiğine gelerek Anonima
Lombarda Fabbrica Automobili yani bilinen kısaltması ile 1910 yılında A.L.F.A.
adını aldı. Sanayici ve maden mühendisi Nicola Romeo’nun şirkete ortak
olmasıyla şirket savaş yıllarında askeri donanım üretmeye başladı. Ardından
1920 yılında tekrar otomobil sanayiine sağlam bir giriş yaptı ve Milano’da Alfa
Romeo ismi doğmuş oldu.
Alfa Romeo 1986‘da
Fiat Grubu ve Şubat 2007’den bu yana, Fiat Group Automobiles SpA’nın bir parçasıdır.
Daha çok spor otomobiller konusunda efsane olan Alfa Romeo,
90’lı yıllarda ekonomik sorunlarla boğuşmuştur. 1998 yılında üretilen Alfa Romeo 156 ve 99’da
gelen 166 Sedan ile Fiat firmayı tekrar eski günlerdeki başarılarına
kavuşturmuştur. 2000 yılının Mart ayında General Motors ile yapılan ortaklık
anlaşması ile ekonomik sorunlar büyük ölçüde aşılmış, satış rakamlarında
yükselen bir trend yakalanmıştır.
1939 yılında Henry Ford, “Ne zaman bir Alfa Romeo’yu yolda
görsem şapka çıkartırım” diyerek markanın asil duruşunu daha o zamandan
görmüştür.
1998 - 2005 yılları arasında Alfa 156 modeli değişik tasarımı ve önceki modellere göre yükselen kalitesi ile markanın yeniden hayata dönüşünü sağlamıştır. Alfa Romeo, 156 modeli ile yakaladığı bu başarıyı sürdürmek ve aracın selefini çok daha iyi tasarlamak düşüncesi ile 159 modelinin çalışmalarına 2001 yılından itibaren başlamıştır. Tasarım konusunda işin üstadı Giorgetto Giugiaro ile Alfa Romeo Stil Merkezi birlikte çalışmışlardır. Birlikte çalışmaktaki amaç, Giugiaro’nun aklındaki çekici, agresif ve sportif karakteri, Alfa’nın yıllardır tecrübe ettiği teknik bilgi ile yoğurmaktı…
1998 - 2005 yılları arasında Alfa 156 modeli değişik tasarımı ve önceki modellere göre yükselen kalitesi ile markanın yeniden hayata dönüşünü sağlamıştır. Alfa Romeo, 156 modeli ile yakaladığı bu başarıyı sürdürmek ve aracın selefini çok daha iyi tasarlamak düşüncesi ile 159 modelinin çalışmalarına 2001 yılından itibaren başlamıştır. Tasarım konusunda işin üstadı Giorgetto Giugiaro ile Alfa Romeo Stil Merkezi birlikte çalışmışlardır. Birlikte çalışmaktaki amaç, Giugiaro’nun aklındaki çekici, agresif ve sportif karakteri, Alfa’nın yıllardır tecrübe ettiği teknik bilgi ile yoğurmaktı…
Aracın ön tarafında Alfa modellerinden alışkın olduğumuz
klasik dikey ızgaraya(scudetto) yer verilmiş. Bi-Xenon yuvarlak farların yapısı
alışılmış tasarımların epey dışında. Aracın
geniş sütunları geniş tutulmuş ve bu sayede akıcı bir tasarım elde edilmiş. 17
inç hafif alaşım jantların tamamladığı gövde de güç, sağlamlık ve dinamizm
zarafetle bütünleşiyor. Eğimli ön sütunlar, kaputun altındaki yüksek torklu
güçlü motorun varlığına işaret ederek, araca zarif bir görünüm kazandırıyor. Uzatılmış
arka stop lambaları bagaj kapağı ile ikiye ayrılarak, ön farların tarzı devam
ettirilmiş. Bagaj kapağındaki kıvrımlı
çıkıntı hoş bir spoiler havası veriyor. Çift egzos çıkışı da aracın güçlü ve
heybetli görüntüsüne katkı sağlıyor.
159’un etkileyici gövde boyutları 4660mm uzunluk, 1828mm genişlik, 1417mm yükseklik
ve 2700mm dingil mesafesinden oluşuyor. Aracın ön kısmı çok ferah olmasına karşın,
arka koltukların diz mesafesinin akranlarına göre biraz dar kaldığını
söyleyebilirim.
159 modelinde dayanıklılık ve kalite Alfa Romeo'nun ilk
bakışta göze çarpan temel unsurları arasında. Eşsiz güvenlik seviyesiyle
birleşmiş sportif sürüş keyfini tatmak isteyenler için, aracın gösterişli ve
dışa çıkıntılı çamurlukları ile büyük boyutlu jant/lastikleri gövde özellikleri
ile birleşerek 159'un sportif ancak bir o kadar da yola hakim güvenli
karakterini dışa vurmaktadır.
Giugiaro ve Alfa Stil Merkezinin ince çalışmaların sonunda, yüksek
kaliteli platform olan GM-Fiat Premium Platformu(GM Epsilon değil) kullanılarak
159 üretildi. İlk olarak 2005 yılında Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtıldı.
Tanıtımda “Sportif Sedan” vurgusu üzerinde duruldu ve 156 modelinin yerini 2005
yılından itibaren 159 almış oldu.
4 kapılı sedan ve 5 kapılı Station Wagon olmak üzere 2 farklı gövde stiline sahiptir. 2006 yılında Auto Bild dergisinin en iyi dizayn ödülünü almıştır.
4 kapılı sedan ve 5 kapılı Station Wagon olmak üzere 2 farklı gövde stiline sahiptir. 2006 yılında Auto Bild dergisinin en iyi dizayn ödülünü almıştır.
Türkiye'de 2005 yılının Kasım ayında İstanbul Park Pistinde
lansmanı yapılan 159, Aralık ayında satışa sunulmuştur. Dünya genelinde 2005 ve
2014 yılları arasında Toplam 227,593 adet Alfa 159 satışı gerçekleştirilmiştir.
2011 yılında üretimi durdurulan 159’un 2014 yılına kadar ise stoklarda
kalanlarının satışı gerçekleştirilmiş. Bugünlerde 159’un selefi olan Giulia gün
yüzüne yavaş yavaş çıkmaya başlamıştır. 159 tasarımından, Brera ve Spider spor
modelleri de türetilmiştir.
Alfa Romeo 159’un kalbi, Alfa(Fiat), Saab ve Opel işbirliği ile adeta bu markaların tekniklerini konuşturduğu enlemesine yerleştirilmiş sıralı dört silindirli 1910cc, 150Hp ve 320Nm değerlerine sahip 16V, JTDm(Jet Turbo Diesel Multijet) dizel 939A2000 kodlu motordan oluşmaktadır. Alfa Romeo için yapılan düzenlemeler ile 1910cc'lik motor, farklı üst kapak, supap, eksantrik, işletim sistemi ve turbo beslemesi ile 159’a akıcı, sessiz ve aracın spor karakterine uygun bir hayat vermektedir. Alfa Romeo'nun da bünyesinde bulunduğu Fiat Group dizel teknolojisinde geçmişten bu yana rakiplerinin hep önünde olmuştur. Fiat modellerinde kullanılan yenilikçi dizellerin ardından Bosch'la birlikte geliştirilen common rail direkt enjeksiyon sistemi de ilk olarak 1997'de Alfa Romeo 156'da tanıtılmıştır. 159'da kullanılan 1.9 litrelik motor, Fiat modelleri ve GM bünyesindeki Opel ve Saab modellerinde çeşitli uyarlamalarla kullanılmıştır.
Alfa Romeo 159’un kalbi, Alfa(Fiat), Saab ve Opel işbirliği ile adeta bu markaların tekniklerini konuşturduğu enlemesine yerleştirilmiş sıralı dört silindirli 1910cc, 150Hp ve 320Nm değerlerine sahip 16V, JTDm(Jet Turbo Diesel Multijet) dizel 939A2000 kodlu motordan oluşmaktadır. Alfa Romeo için yapılan düzenlemeler ile 1910cc'lik motor, farklı üst kapak, supap, eksantrik, işletim sistemi ve turbo beslemesi ile 159’a akıcı, sessiz ve aracın spor karakterine uygun bir hayat vermektedir. Alfa Romeo'nun da bünyesinde bulunduğu Fiat Group dizel teknolojisinde geçmişten bu yana rakiplerinin hep önünde olmuştur. Fiat modellerinde kullanılan yenilikçi dizellerin ardından Bosch'la birlikte geliştirilen common rail direkt enjeksiyon sistemi de ilk olarak 1997'de Alfa Romeo 156'da tanıtılmıştır. 159'da kullanılan 1.9 litrelik motor, Fiat modelleri ve GM bünyesindeki Opel ve Saab modellerinde çeşitli uyarlamalarla kullanılmıştır.
Common Rail teknolojisine geçtikten sonra Fiat araçlarına
Multijet ibaresini eklemiştir. Alfa’da
ise Multijet ifadesi yerine JTD’nin sonuna “m” harfi eklenmiştir. JTDm olarak nitelendirilen motor, kaputu
kaldırdığınızda ilk olarak bu ifade ile sizi selamlıyor. Aracın CO2 Emisyon
değeri km başına hilesiz 180gr’dır. Bu motoru kendine has uyarlamalar ile
kullanan belli başlı modeller aşağıdaki gibidir; Alfa Romeo
159, Alfa Romeo GT, Cadillac BLS,
Fiat Bravo, Lancia Delta,
Opel Astra H, Opel Signum,
Opel Vectra C, Saab 9-3,
Saab 9-5.
159'un kokpitindeki Start butonuna basıldığında, motorun
gövdeyi tiz bir ses ile titreterek çalıştırması sizi heyecanlandırıp
gülümsetiyor. İyi yalıtım özellikleri sayesinde dışarıda bırakılan dizel sesi
kabinde rahatsızlık hissettirmiyor.
4000 devirde 150Hp güç ve 2000 devirde 320Nm tork üreten
motor, alt devirlerden itibaren gücünü sonuna kadar hissettiriyor. Araçta
ayağınızı frenden çektiğiniz andan itibaren öne doğru yönelen ve hızlanmak
isteyen bir yapıyla karşılaşıyorsunuz. Oldukça seri olan otomobil spor moduna(Tiptronik)
geçildiğinde daha agresif sürüşler yapmanıza imkan tanıyor.
0-100 km/s hızlanmasını 9 saniye gibi bir değerde tamamlayan aracın katalog verisi olarak son hızı 210 km/s olarak gösterilse de, otoyol denemelerinde rahatlıkla 240’lu değerleri görebiliyorsunuz. Aracın hisli yapısı çoğu zaman sakin profildeki kullanıcıları dahi yoldan çıkarabiliyor. Bu araçta sürekli keskin manevra ve salınımlar yapmanız için ateşleyen bir Alfa Ruhu mevcut . Biraz kendine hakim bir sürücü değilseniz, trafikte rahat durmanız imkansız.
0-100 km/s hızlanmasını 9 saniye gibi bir değerde tamamlayan aracın katalog verisi olarak son hızı 210 km/s olarak gösterilse de, otoyol denemelerinde rahatlıkla 240’lu değerleri görebiliyorsunuz. Aracın hisli yapısı çoğu zaman sakin profildeki kullanıcıları dahi yoldan çıkarabiliyor. Bu araçta sürekli keskin manevra ve salınımlar yapmanız için ateşleyen bir Alfa Ruhu mevcut . Biraz kendine hakim bir sürücü değilseniz, trafikte rahat durmanız imkansız.
1.9 JTDm performans anlamında Chip Tuning uygulamalarına da tatminkar sonuçlar veriyor ve daha yüksek güçte sonuçlar elde etmenize olanak tanıyor.
Aracın esas performansını ara hızlanmalarda daha iyi
hissedebiliyorsunuz. Gaz pedalının sonunda tıpkı Audi A4 Quattro aracımdaki
gibi kick down için bir boşluk bulunuyor. Bulunduğunuz vites ve hız
farketmeksizin gaza o aşamaya kadar bastığınızda aracın birden fazla vites
küçülterek adeta kükreyerek şahlandığına şahit oluyorsunuz. Ara hızlanmalardaki
spor kullanımlarda, birçok detayda bana sürekli Audi A4 Quattro aracımı
hatırlatan bir performans ile karşılaşıyorum. 100km/s gibi hızda ilerlerken,
gaza sonuna kadar basmanız durumunda 220’li hızlara kadar çok hızlı, güvenli ve
stabil bir şekilde çıktığınızı görüyorsunuz.
Bu noktada Alfa 159’un daha önce kullandığım 2.0 dizel 130hp’lik
Mondeo ve 1.9 CDTI Vectra’dan çok daha seri ve atak olduğunu rahatlıkla
söyleyebilirim. Kağıt üzerinde birbirine yakın gibi görünen değerlere sahip
olsalar bile, sürüş hissiyatı ve torku sürücüye hissettirme, ara hızlanmalar
anlamında 159’u rakiplerinden çok daha farklı noktalara koymanıza sebep oluyor.
Öyle ki, yolda giderken bu araca en çok Bmw 3 serisi dizellerinin sokak tabiri
ile “salça” olduğuna şahit oluyorsunuz. Alfa 159’u kullanmayanlara Bmw 3 ve
Mercedes C serisinden birçok detayda daha iyi olduğunu söylemem onları fazlası
ile şaşırtacaktır…
159’un periyodik bakım aralıkları her 15.000km’de bir. Yetkili
serviste yaklaşık 800TL civarında, özel servislerde ise bunun yarı fiyatına
bakımları yaptırılabiliyor. 159’da periyodik bakımlar düzenli yapıldıktan sonra,
sizi üzmeyecek, günümüzde de güncel olan birçok modelin kullandığı ve rüştünü
ispatlamış bir motor ve şanzıman sistemi kullanılıyor. Bu noktada aslında
gerçek olmayan şehir efsanesi haline gelmiş fısıltılara aldırış etmemenizi,
periyodik bakımları düzenli yapılmış bir Alfa 159- 1.9 dizeli gönül rahatlığı
ile alıp, zamanı geldiğinde ana bakımlarını da yaptırıp (Triger değişimi
vb.-her 60bin km’de bir), 500-600bin
km’lere kadar sorunsuz binebileceğinizi belirtmek isterim. Araçta kullanılan
12V 70 amperlik akü sayesinde elektriksel dalgalanmaların önüne geçilmiş.
Aracın yolda süzülerek ilerlemesi, sağlıklı motoru ve size
mutluluk veren gücünün arkasında bu işleri çok iyi koordine eden başarılı bir şanzıman
sistemi bulunuyor. Japon Aisin firmasının geliştirdiği, Alfa Romeo tarafından
Q-Tronic diye nitelendirilen 6 ileri Tork Konvertörlü (Aisin AW TF-80SC)bir sistem kullanılıyor.
Tiptronik özelliğine sahip şanzımanda, maalesef ki direksiyondan F1 kontrolü
bulunmuyor. Bunun yerine Vites kolunun sağ tarafa itilerek, ileri-geri
yapılması şeklinde manuel(spor) modunda kullanılabiliyor.
Araç D modunda ekonomi odaklı bir sürüş sergiliyor. Genel olarak maksimum tork bandında(1500-2500 vb.) ilerlediğini görüyorsunuz. Bu sebeple de, düşük hızlarda aracın düşük viteste ilerlediğine şahit oluyorsunuz. Örneğin 100km hızı geçmediğiniz sürece 6.vitesi kullanmıyor araç. Aslında bu durum performans ve yakıt tüketimi anlamında artı olarak size geri döndüğü gibi, her daim fırlamaya hazır bir kısrak ve ayağınızı gazdan çektiğinizde hemen yığılmayan, hantallaşmayan bir otomobil sonucu doğuruyor.
Alfa 159, 130km/s hızda 6. viteste ilerlerken, sadece 2500 devir çeviriyor. İlk üç viteste yüksek gövde ağırlığına karşın etkili ivmelenme sergileyebilen araç, 320 Nm'lik maksimum torkunu 2000-2750 devir arasında sürekli kullanıma sunuyor. Anlık olarak aracın eğimi, ağırlığı gibi değerlerini ölçen ve ECU’ya ileten sensörler sayesinde, 150 HP'lik motorun performansını, becerikli çalışan şanzıman sayesinde her daim tadabiliyorsunuz. Motor devrini çok iyi yöneten şanzıman sayesinde, yol ve hıza göre hem çok ekonomik ve hem de yüksek sürüş performansı alınabiliyor. Alfa 159’da vites geçişleri sarsıntısız ve oldukça konforlu gerçekleşiyor.
Araç D modunda ekonomi odaklı bir sürüş sergiliyor. Genel olarak maksimum tork bandında(1500-2500 vb.) ilerlediğini görüyorsunuz. Bu sebeple de, düşük hızlarda aracın düşük viteste ilerlediğine şahit oluyorsunuz. Örneğin 100km hızı geçmediğiniz sürece 6.vitesi kullanmıyor araç. Aslında bu durum performans ve yakıt tüketimi anlamında artı olarak size geri döndüğü gibi, her daim fırlamaya hazır bir kısrak ve ayağınızı gazdan çektiğinizde hemen yığılmayan, hantallaşmayan bir otomobil sonucu doğuruyor.
Alfa 159, 130km/s hızda 6. viteste ilerlerken, sadece 2500 devir çeviriyor. İlk üç viteste yüksek gövde ağırlığına karşın etkili ivmelenme sergileyebilen araç, 320 Nm'lik maksimum torkunu 2000-2750 devir arasında sürekli kullanıma sunuyor. Anlık olarak aracın eğimi, ağırlığı gibi değerlerini ölçen ve ECU’ya ileten sensörler sayesinde, 150 HP'lik motorun performansını, becerikli çalışan şanzıman sayesinde her daim tadabiliyorsunuz. Motor devrini çok iyi yöneten şanzıman sayesinde, yol ve hıza göre hem çok ekonomik ve hem de yüksek sürüş performansı alınabiliyor. Alfa 159’da vites geçişleri sarsıntısız ve oldukça konforlu gerçekleşiyor.
Uzun yolculuklarda hız sabitleyici eşliğinde ilerlerken,
yokuş tırmanmalarında dahi devirde oynamama olmaması sizi de benim gibi şaşırtabilir.
Zira birçok araç aynı durumda çok üst devirlere çıkmakta ve vites
düşürmektedir…
Performanslı bir
kullanım için vites kolunu sağa iterek 159’u manuel moduna geçirdiğiniz
ilk anda, araç vites küçültülerek öne fırlamak istercesine gergin bir hal
alarak torku emrinize sunuyor. Manuel modda motor devrinin yetersiz kaldığı
durumlarda şanzıman kendisi vites küçülterek motorun yığılmasına engel oluyor. Araç
manuel modda devir kesiciye girene kadar kendiliğinden vitesi büyütmüyor. Sizin
yönlendirmenizi bekliyor. Motor devir kesiciye (4500rpm) girdiğinde
kendiliğinden vitesi büyütüyor. Yokuşlarda durduğunuzda şanzıman aracı sımsıkı
tutuyor ve geri kaçırma yapmıyor.
Alfa 159’daki şanzıman, Range Rover Evoque, Volvo S80, Mazda
6, Ford Mondeo(MkIV) gibi araçlarda da kullanılıyor. Yüksek torklara dahi( max.
440Nm)dayanıklı bu şanzımanda araçla durduğunuzda 5 saniye sonra yakıt ekonomisi
ve soğutma için şanzıman N konumuna otomatik olarak geçiyor, freni
bıraktığınızda ise saniseler içerisinde tekrar D moduna geçiyor.
Otomatik şanzımanlarla ilgili piyasada oldukça şehir
efsaneleri mevcuttur. Periyodik bakımı düzenli yapılmış, doğru şanzıman yağı
kullanılmış Japon(Jatco/Aisin) ve Alman(Getrag/ZF) üretimi şanzımanların
sorunsuzluğuna daha önceki incelemelerimde de yer vermiştim.
Alfa 159’un yol tutuşunu anlatmak için şöyle bir betimlemeye
başvuracağım;
İki katmanlı bir yol hayal edin… Alt katmanda deniz suları,
onun üzerindeki katmanda ise bir tren rayı… Onu kullanacağınız zamanın
öncesinde sizi çocuk gibi heyecanlandıran bir araç bu. Alfa 159’u bu kadar keyifli ve eğlenceli
kılan, deniz ve ray ilişkisi sonucu ortaya çıkan sürüş keyfidir. Bu zamana
kadar tecrübe ettiğim araçları da düşünerek, 159’un sürüş keyfinin eşsiz ve
kışkırtıcı olduğunu rahatlıkla belirtebilirim. Önde F1 kökenli dörtgen
geometrili üç kollu çift salıncak ve arkadaki tam bağımsız çok bağlantılı
tasarım, üstün yol tutuş sağlarken, tekerleklerin kusursuzca konumlanmalarını
ve yol ile her şart altında sürekli temas halinde olmalarını sağlıyor. 2005
yılında yapılan testlerde Alfa 159 orta sınıf otomobiller arasında, en yüksek
güvenlik ve yol tutuşu sergilemiştir.
Alfa 159’un üstün yol tutuşunun altında yatan sır perdesine
gelecek olursak… Burulma direnci yönünden Alfa 159 birçok üst segment aracın
dahi önünde lider konumdadır. Genel güvenliğin yanı sıra, çarpıcı sağlamlık ve
kusursuz yol tutuş için çok önemli bir unsur olan burulma direnci, araç
gövdesinde lazer teknoloji ile parça parça kaynaklanmış hem çok sağlam çift
fazlı çelikler, hem de çok katmanlı metaller sayesinde dayanıklı hale
getirilmiştir. Yüksek seviyedeki şasi sağlamlığı, direksiyon ile süspansiyonun
mümkün olan en iyi koşullarda çalıştığı anlamına gelmektedir. Birinci sınıf taban sacı, araç gövdesi ile
birleştirilerek, üstün performans garantisi veren çok sağlam ve güçlü bir yapı
meydana getirmiştir. Rakipsiz sürüş keyfi için güvenlik, konfor ve yüksek
performansın kaynağı Alfa 159 projesi, muazzam bir teknolojik başarıdır
diyebiliriz.
Alfa 159’da spor otomobillerdekini aratmayacak derecede
oldukça sert fakat bir o kadarda konforlu bir süspansiyon sistemi mevcut. Evet,
spor, sert ve konfor kelimelerini aynı cümle içinde kullanabilmek aracın gerçek
anlamda bu konuda başarılı olduğunun bir göstergesi. Lakin bu üç kelimeyi
mevcutta ki birçok marka ve model için istenen astronomik rakamlara rağmen
kullanılamadığını görmek oldukça üzücü.
Her aracın şasisi virajda burulur. Şasi burulduğu yani yamulduğu
zaman, tekerlerin kamber, kaster ve toe açıları bozulur, bu durumda da aracın
bütün dengeleri değişir. Oysa hayal edilen aracın her durumda tasarlandığı
şekilde kalmasıdır. İşte Alfa 159’da şasinin rijitliği bunu sağlıyor. Burulma
direncinin yüksek oluşu sebebiyle şasi her daim maksimum ölçüde rijit kalıyor.
Buda Alfa 159’a üstün yol tutuşu ve sağlam bir iskelet sistemi kazandırıyor.
Aşağıdaki tabloda burulma direncine göre örneklem alarak araçları
sıraladığımızda, yol tutuş ve rijitlik konusunda Alfa 159’un yeri daha
anlaşılır olacaktır…
Ağırlık dağılımı önde yüzde 62 arkada yüzde 38 olan Alfa 159’u kullanırken çoğu zaman aracın arkadan itişli olduğu hissiyatına kapılıyorum. Belki de bu araç için en çok hayal ettiğim teknik eksikliği kafamda bitirmeye çalışıyorum. Eminim ki 159 günümüzde sahneye çıkacak olsa, kesinlikle Alfa mühendisleri onu arkadan itişli yaparlardı…
Aracın tüm bu yol tutuş özellikleri ve direksiyon keskinliği sayesinde arabaya olan hakimiyetiniz yan destekleri çok iyi olan deri koltukların da etkisiyle artıyor. Olası bir tehlike için ASR (patinaj/çekiş kontrol sistemi) ve VDC (denge kontrol sistemi/ESP) her daim hazır bekliyor.
Otomobil
|
Burulma direnci
|
Bugatti Veyron
|
60,000 Nm/degree
|
Alfa Romeo 159
|
31,400
Nm/degree
|
Bmw 3.20i (E90)
|
22,500 Nm/degree
|
Audi A4 (B8)
|
23,100 Nm/degree
|
Honda Accord Sedan
|
23,345 Nm/degree
|
VW Passat (B7)
|
25,000 Nm/degree
|
Aston Martin DB9 Coupe
|
27,000 Nm/degree
|
VW Golf V
GTI
|
25,000 Nm/degree
|
Ford Focus
|
17,900 Nm/degree
|
Ağırlık dağılımı önde yüzde 62 arkada yüzde 38 olan Alfa 159’u kullanırken çoğu zaman aracın arkadan itişli olduğu hissiyatına kapılıyorum. Belki de bu araç için en çok hayal ettiğim teknik eksikliği kafamda bitirmeye çalışıyorum. Eminim ki 159 günümüzde sahneye çıkacak olsa, kesinlikle Alfa mühendisleri onu arkadan itişli yaparlardı…
Aracın tüm bu yol tutuş özellikleri ve direksiyon keskinliği sayesinde arabaya olan hakimiyetiniz yan destekleri çok iyi olan deri koltukların da etkisiyle artıyor. Olası bir tehlike için ASR (patinaj/çekiş kontrol sistemi) ve VDC (denge kontrol sistemi/ESP) her daim hazır bekliyor.
Araç dilediğiniz zaman bu iki sofistike güzel özelliği ayrı
ayrı kapatabilme imkanını da size sunarak, ona olan hakimiyet duygunuzu sonuna
kadar tatmanıza izin veriyor. Vites kolunun arka tarafındaki ASR/VDC butonuna
kısa ilk basışınızda ASR, uzun basışınızda ise VDC yani diğer modellerde ki
kısaltması ile ESP kapatılabiliyor. Kapatılma bilgileri Yol bilgisayarı
penceresinde görsel ve sesli olarak size bildiriliyor.
Dışa çıkık tasarımlı ve araca kaslı bir görünüm kazandıran çamurlukların içleri kaliteli malzeme ile izole edilmiş ve aracın sessizliğine büyük katkı sağlamış. Aracın fabrika çıkışındaki lastik ölçüleri 225/50 R17 boyutlarında tutulmuş.
Dışa çıkık tasarımlı ve araca kaslı bir görünüm kazandıran çamurlukların içleri kaliteli malzeme ile izole edilmiş ve aracın sessizliğine büyük katkı sağlamış. Aracın fabrika çıkışındaki lastik ölçüleri 225/50 R17 boyutlarında tutulmuş.
159, Alfa Romeo'nun konfor ve zarafetinin bugüne kadarki
çalışmalarında en yüksek düzeyde dışa vurumudur. Öyle ki, daha kapıyı açar
açmaz araçtaki hava bunu fazlasıyla hissettiriyor.
İnceleme başlangıcında
kullandığım kokpit kelimesi tesadüfen seçilmiş bir ifade değildi. Biraz araba
konularını tecrübe etmiş bir kullanıcının kapıyı açar açmaz heyecanlanmaması
mümkün değil. İtiraf etmem gerekirse bu konuda ben de önyargılıydım ama kabine
ilk girildiğinde algılanan kalite düzeyi şaşırtıcı derecede yüksek. 3 ve C
serisi dahil birçok Premium modele iç tasarımdaki kalite ve ruh konusunda fark
atacağından emin olabilirsiniz.
Yuvarlak sportif göstergelerin kullanıldığı orta konsol eski Bmw spor modellerindeki gibi sürücüye dönük tasarlanmış. Teknik detayları spor bir tasarımla göstermek üzere üç adet göstergeye yer verilmiş. Derin yerleşimli bu göstergelerden ilki yakıt, ortadaki hararet ve en sağdaki turbo basıncını anlık olarak ölçüyor. Üst kısımda yine üç adet yuvarlak havalandırma ızgarasına yer verilmiş. Havalandırma ızgaraları ve onları açıp kapatmaya yarayan işlevlerde herhangi bir deformasyona rastlamıyorsunuz.
Yuvarlak sportif göstergelerin kullanıldığı orta konsol eski Bmw spor modellerindeki gibi sürücüye dönük tasarlanmış. Teknik detayları spor bir tasarımla göstermek üzere üç adet göstergeye yer verilmiş. Derin yerleşimli bu göstergelerden ilki yakıt, ortadaki hararet ve en sağdaki turbo basıncını anlık olarak ölçüyor. Üst kısımda yine üç adet yuvarlak havalandırma ızgarasına yer verilmiş. Havalandırma ızgaraları ve onları açıp kapatmaya yarayan işlevlerde herhangi bir deformasyona rastlamıyorsunuz.
Aracın anahtarı kartlı bir sisteme sahip. Kartı yuvasına
yerleştirdikten sonra Start/Stop butonuna basarak aracı çalıştırıyorsunuz. İlk
çalıştırma anında, aracın komple silkelenerek spor hissini sonuna kadar
yaşamanızı sağlayan bir çalışma şekli mevcut. Bu homurtulu titreşimli çalışma
sonrası araçta derin ve konforlu bir sessizlik hakim oluyor.
Ses yalıtımı konusunda 5 milimetre kalınlığındaki ön camlarında etkisi ile oldukça başarılı olunmuş. Aracın dışında dizel olduğunu çalışma sesinden anlayabilirken, içerideki yalıtım sebebiyle çoğu kişi dizel olduğunu anlayamıyor ve üst devirlerde dahi başarılı kabin izolasyonu sebebiyle motor gürültüsüne maruz kalmıyorsunuz. Camları tamamen kapattığımda, aracın sessizliği ve konforu bu güne kadar sahip olduğum araçlar arasında Alfa 159’u ilk sıraya koymama sebep oluyor.
Ses yalıtımı konusunda 5 milimetre kalınlığındaki ön camlarında etkisi ile oldukça başarılı olunmuş. Aracın dışında dizel olduğunu çalışma sesinden anlayabilirken, içerideki yalıtım sebebiyle çoğu kişi dizel olduğunu anlayamıyor ve üst devirlerde dahi başarılı kabin izolasyonu sebebiyle motor gürültüsüne maruz kalmıyorsunuz. Camları tamamen kapattığımda, aracın sessizliği ve konforu bu güne kadar sahip olduğum araçlar arasında Alfa 159’u ilk sıraya koymama sebep oluyor.
Kullanılan müzik sistemi CD çalarlı ve torpidosunda USB(MP3)
okuyucusu bulunuyor. Toplam 10 hoparlörle desteklenen araçta oldukça kaliteli
bir müzik sesi alabiliyorsunuz. Konsoldaki ünite oldukça kullanışlı ve
butonlarında herhangi bir aşınma silinme bulunmuyor. USB çıkışı kullandığım
uzun süre boyunca sadece bir kere taktığım diskleri görmedi. Bunu da akü bağlantısını
söküp tekrar bağlama ile çözümledim. Sizin de aklınızda olsun, eğer USB
taktığınız diskleri görmezse, akü kutup başını bir dakikalığına söküp tekrar
takarsanız sorun düzeliyor (bu durum Opel İnsignia’da da mevcut ve çözümü
aynı).
Klima ünitesi alışılagelmişlerden farklı bir tasarıma sahip.
Araçta birçok sensör bulunuyor ve örneğin camlarda buğu oluştuğunda veya kötü
bir koku hissedildiğinde otomatik olarak koku ve buğu sensörleri sayesinde
klima sistemi devreye girerek buğuyu ve kötü kokuyu saniyeler içinde yok
ediyor. Klima sağ ve sol taraf için ayrı ayarlarda kullanılabiliyor.
Bunlara ilave olarak birde arkada oturan yolcular için bir kontrol ünitesi bulunuyor ve denetimi onlara bırakılmış. Arkadaki yolcular kendilerine göre ortam ısısını dijital üniteden ayarlayabiliyorlar. Yağmurlu havalar için bir uyarım; Ön camdaki silecekler, ne yazık ki camlarınız açıksa ilk süpürmedeki fazla suyu aracın içine akıtabiliyorlar. O sebeple ilk çalıştırmada camların açık olmamasına dikkat edilmeli.
Bunlara ilave olarak birde arkada oturan yolcular için bir kontrol ünitesi bulunuyor ve denetimi onlara bırakılmış. Arkadaki yolcular kendilerine göre ortam ısısını dijital üniteden ayarlayabiliyorlar. Yağmurlu havalar için bir uyarım; Ön camdaki silecekler, ne yazık ki camlarınız açıksa ilk süpürmedeki fazla suyu aracın içine akıtabiliyorlar. O sebeple ilk çalıştırmada camların açık olmamasına dikkat edilmeli.
Konsol ve diğer alanlarda kullanılan butonlar genel olarak
zarif ve minimalist olarak tasarlanmış. Üretiminin üzerinden geçen bunca yıla
rağmen konsoldaki buton ve tuşlarda herhangi bir aşınmanın olmayışı yine
kullanılan kaliteli malzemenin bir sonucu.
Özellikle gece kullanımlarında gözlenen düğme aydınlatmaları Japonlar başta olmak üzere diğer üreticilere yol gösterecek cinste. Okuma lambalarının olduğu alandan iki adet lazer tarzındaki kırmızı ışık ile gece vites kolu ve konsolun ambiyanslı bir şekilde aydınlatılması sağlanıyor.
Özellikle gece kullanımlarında gözlenen düğme aydınlatmaları Japonlar başta olmak üzere diğer üreticilere yol gösterecek cinste. Okuma lambalarının olduğu alandan iki adet lazer tarzındaki kırmızı ışık ile gece vites kolu ve konsolun ambiyanslı bir şekilde aydınlatılması sağlanıyor.
Aracı çalıştırdığınızda, hız, devir ve konsoldaki diğer
kadranlar Alfa Romeo dinamizm felsefesine uygun olarak saat 6 pozisyonundan
yukarı tırmanmaya başlıyor. Kadran çubukları her daim(gece/gündüz) kırmızı ile
aydınlatılıyorlar. Kadran aydınlatmalarının açık olmadığı zamanlarda karanlık
bir ortama girildiğinde çubukların tek başına kırmızı gösterimleri size çok hoş
bir sunum sergiliyor.
Kadran ve ortasında bulunan LCD ekrandan oluşan yol
bilgisayarı oldukça şık tasarlanmış. Herhangi bir okuma güçlüğü bulunmuyor. Yol
bilgisayarının en üstünde her daim saat ve dış sıcaklık değerlerini
görüyorsunuz. Sol alt kısımda aracın o anki teknik sorunları gösteriliyor. Alt
orta kısımda km bilgilerine yer verilmiş. Km sayacının digitlerin analog
sayaçlardaki gibi atıyor olması ayrı bir hava katıyor. Sağ alt kısımda aracın
vites bilgisine yer veriliyor. Orta kısımda ise, araçla ilgili genel uyarı ve
bilgilendirme mesajları ile, müzik sistemi ve ayarlar görüntülenebiliyor.
Modları görmek ve ayarlamak için sinyal kolunun ucundaki düğmeleri kullanmak
gerekiyor. Silecek kolu üzerindeki Trip butonu ile yakıt tüketimi menüsüne doğrudan
erişebiliyorsunuz. 159 sensör bakımından oldukça zengin. Ön ve arka park
sensörleri, fasılası ayarlanabilir yağmur sensörü, buğu-koku sensörleri, karanlık
sensörleri ve kararan iç dikiz aynası ile sürücüye pek fazla iş bırakmıyor.
Aracın arka park sensörlerine ilave olarak, ön tarafında da park sensörleri mevcut. Böyle bir şaheser niteliğindeki ön tampon tasarımının da sensörsüz olduğunu düşünmek istemiyorum. LCD ekrandaki görsel ve sesli yönlendirmeler ile 159’u rahatlıkla park edebiliyorsunuz. Sağ dikiz aynası, vitesi R konumuna aldığınızda daha rahat park manevraları yapabilmeniz için ayarladığınız açıya otomatik olarak dönüyor. Manevra sonrasında vitesi P veya D konumuna almanızla ayna normal ayarına geri dönüyor.
Aracın arka park sensörlerine ilave olarak, ön tarafında da park sensörleri mevcut. Böyle bir şaheser niteliğindeki ön tampon tasarımının da sensörsüz olduğunu düşünmek istemiyorum. LCD ekrandaki görsel ve sesli yönlendirmeler ile 159’u rahatlıkla park edebiliyorsunuz. Sağ dikiz aynası, vitesi R konumuna aldığınızda daha rahat park manevraları yapabilmeniz için ayarladığınız açıya otomatik olarak dönüyor. Manevra sonrasında vitesi P veya D konumuna almanızla ayna normal ayarına geri dönüyor.
159’da metalik kaplamalı üç kollu spor bir direksiyona yer
verilmiş. Direksiyonun karakterine uygun boğum kısımları ele iyi oturan kaslı bir
yapıda tasarlanmış. Kullanılan deri kaliteli ve aşınmalara karşı dayanıklı.
Bazı modellerde gördüğümüz tüy gibi hafifliğin tersine, biraz ağır bir
direksiyon olduğunu söyleyebilirim.
Doğrudan tepkili, daha hisli ve isteklerinizi çok net şekilde yola aktarabilen bir kullanım sunmak için, Alfa’nın böyle bir direksiyon karakteri sunduğunu görüyoruz. Direksiyonun sol ve sağ tarafındaki butonlar sayesinde ses sistemini kontrol edebiliyorsunuz.
Doğrudan tepkili, daha hisli ve isteklerinizi çok net şekilde yola aktarabilen bir kullanım sunmak için, Alfa’nın böyle bir direksiyon karakteri sunduğunu görüyoruz. Direksiyonun sol ve sağ tarafındaki butonlar sayesinde ses sistemini kontrol edebiliyorsunuz.
Hız sabitleme sistemi, sinyal kolunun altında ek bir kol
üzerine yerleştirilmiş. Stabil ve güzel çalışan bu sisteme, birkaç kullanımdan
sonra rahatlıkla alışabiliyorsunuz. Uzun yol denemelerinde oldukça konforlu bir
sürüş sunuyor ve örneğin eski hızınıza dönmek için kolun ucundaki butonları
kullandığınızda, birçok araçta gördüğüm devri sonuna dayayıp panik bir şekilde
eski hıza çıkma isteği yerine, usulca ve derinden hızlanarak, devri sonuna
kadar dayamadan konforlu bir şekilde bunu yapan bir hız sabitleme sistemi
mevcut.
Kısa yapılı, aşınma ve yıpranmaya meydan okuyan şık
tasarımlı bir vites topuzu kullanılmış. Kolun arka kısmından ASR/VDC sistemini
devre dışı bırakan düğme, dörtlü flaşör düğmesi ve merkezi kilit düğmesine yer
verilmiş.
Sol alt bölümde 4 adet butona yer verilmiş. “P” butonu ile
gösterge paneli kapalıyken Park lambaları yakılabiliyor. Sinyal kolunu sağa
veya sola indirmeniz durumunda sadece o yöndeki park ampüllerini yakmanız da
mümkün. Onun altındaki “km” butonu ile günlük km sayacını
sıfırlayabiliyorsunuz.
Diğer iki buton ile de ön ve arka sis farlarını devreye
alabiliyorsunuz. Far yükseklik ayarı tıpkı eski aracım Audi A4’deki gibi
otomatik olarak araç çalıştırıldığında, o anki ağırlığına göre otomatik
alçaltılıp yükseltildiğinden ayarlama butonu bulunmuyor. Sizin yerinize bu
işlevi araç otomatik olarak yerine getiriyor.
Aracın kapı ve cam açma/kapama/kilitleme ve elektrikli ayna
işlevleri sürücü kapısındaki alanda bir araya getirilmiş. Kullanılan butonlar
oldukça kaliteli seçilmiş ve herhangi bir aşınma söz konusu değil. Bagaj açma
butonu alışagelmişin dışında tavan aydınlatma bölümüne konulmuş.
Yine park sensörü kontrol butonu da tavan kısmında yer alıyor. Camlar uzaktan kumanda ile de açılıp kapatılabiliyor ve sıkışma önleyici özelliği mevcut. Yine anahtar üzerinde bagaj açma özelliği de bulunuyor.
Yine park sensörü kontrol butonu da tavan kısmında yer alıyor. Camlar uzaktan kumanda ile de açılıp kapatılabiliyor ve sıkışma önleyici özelliği mevcut. Yine anahtar üzerinde bagaj açma özelliği de bulunuyor.
Tüm kapılarda saklama gözleri mevcut. Fakat yeterince
hacimli olmamaları size de kullanışsız gelebilir. Torpidonun genişliği,
aydınlatmalı ve soğutmalı oluşu ile içinde birde USB girişinin bulunması
oldukça kullanışlı tasarlanmış.
Ön kol dayama iki hazneden oluşuyor. Üst kısma anahtar, kumanda, kart gibi eşyalarınızı rahatlıkla koyabilirken, alt kısma ise soğutma özelliği olması sebebiyle içecek vb. gibi eşyalarınızı koyabiliyorsunuz.
Arka kısımda da açılır hazneli kol dayama mevcut. Arkadaki kol dayamayı açtığınız zaman, bir pencere ile karşılaşıyorsunuz. Buradan bagaja ulaşmanız mümkün.
Ön kol dayama iki hazneden oluşuyor. Üst kısma anahtar, kumanda, kart gibi eşyalarınızı rahatlıkla koyabilirken, alt kısma ise soğutma özelliği olması sebebiyle içecek vb. gibi eşyalarınızı koyabiliyorsunuz.
Arka kısımda da açılır hazneli kol dayama mevcut. Arkadaki kol dayamayı açtığınız zaman, bir pencere ile karşılaşıyorsunuz. Buradan bagaja ulaşmanız mümkün.
Alfa 159'un hafızalı, ısıtmalı ve elektrikli deri koltukları,
kabinde en çok göze çarpan ve kalite hissini sonuna kadar sunan başlıca özellikleri
arasında gösterilebilir. Koltuklar vücudu yüksek yanal destekleri sayesinde
iyice saran konforlu ve sportif bir yapıda tasarlanmış.
Özellikle ön kısımda oldukça ferah bir diz mesafesi mevcut. Aynı ferahlığın arka kısımda da olduğunu ne yazık ki söyleyemiyorum. Tasarımda ki spor çizgiler sebebiyle arka tavan kısmı bir miktar basık tutulmuş. Arka taraf 1,90cm ve üzeri yolcular için pek keyifli yolculuklar sağlamayabilir. Zira Annem ve Eşim her defasında spor araba almışsın diye söyleniyorlar... Koltuklarda baldır ve bel destekleri de bulunuyor. Kafalıklarda işlemeli marka amblemlerine yer verilmiş.
Sürücü koltuğuna elektrikli butonlar aracılığı ile istediğiniz pozisyonu verdikten sonra, kaydetmek istediğiniz numaraya basılı tutuyorsunuz ve kısa bir bip sesinin ardından dikiz ayna ayarlarınız ile birlikte pozisyonunuz hafızaya alınmış oluyor. İtiraf etmeliyim ki, eşin dostun bakmak incelemek amacı ile koltuk ayarınızı bozmasına çok içerlenen biri olarak, hafıza seçeneği benim için harika bir özellik. Üç adet pozisyonu hafızaya alabiliyorsunuz. Yine 3 derece şiddetine kadar ayarlanabilen ısıtma özelliği istediğiniz zaman hızlıca devreye giriyor.
Özellikle ön kısımda oldukça ferah bir diz mesafesi mevcut. Aynı ferahlığın arka kısımda da olduğunu ne yazık ki söyleyemiyorum. Tasarımda ki spor çizgiler sebebiyle arka tavan kısmı bir miktar basık tutulmuş. Arka taraf 1,90cm ve üzeri yolcular için pek keyifli yolculuklar sağlamayabilir. Zira Annem ve Eşim her defasında spor araba almışsın diye söyleniyorlar... Koltuklarda baldır ve bel destekleri de bulunuyor. Kafalıklarda işlemeli marka amblemlerine yer verilmiş.
Sürücü koltuğuna elektrikli butonlar aracılığı ile istediğiniz pozisyonu verdikten sonra, kaydetmek istediğiniz numaraya basılı tutuyorsunuz ve kısa bir bip sesinin ardından dikiz ayna ayarlarınız ile birlikte pozisyonunuz hafızaya alınmış oluyor. İtiraf etmeliyim ki, eşin dostun bakmak incelemek amacı ile koltuk ayarınızı bozmasına çok içerlenen biri olarak, hafıza seçeneği benim için harika bir özellik. Üç adet pozisyonu hafızaya alabiliyorsunuz. Yine 3 derece şiddetine kadar ayarlanabilen ısıtma özelliği istediğiniz zaman hızlıca devreye giriyor.
200bin km’deki araçları dahi incelediğimde eğer koltuklarına
gerekli deri bakımları düzenli yapılmışsa, yıpranma ve deformasyon olmaksızın
ilk günkü gibi diri kaldıklarına şahit oldum. Bunun en büyük sebebi, kullanılan
derinin kalitesi ve en az deformasyon olacak şekilde bir tasarım yapılmış
olması.
159’un temelde Progression ve Distinctive olmak üzere iki donanım
paketi bulunuyor. Bunlara ilave olarak birde Distinctive Plus (en dolu)paketi
mevcut. Aşağıdaki tabloda başlıca donanım farklılıklarını belirtmeye çalıştım;
Not: Bazı
özellikler opsiyon olarak bir alt pakette de alınmış olabilir.
Aracın tüm bu anlattığım iç detayları da bize gösteriyor ki, Alfa bu otomobili tamamen bir aile kullanımı için üretmekten ziyade, sportif karakterine uygun olarak tasarlamış. Bu tasarımı yaparken de, spor karakteristiğinden ve ruhundan hiçbir konuda taviz vermemiş. Bunu direksiyonun sürüş zevkinden, eşya saklama gözlerinden, butonlardan ve size bir yarış aracındaymışsınız hissiyatını oluşturan diğer tüm detaylardan da rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.
Donanımlar
|
Progression
|
Distinctive
|
Distinctive Plus
|
|
Elektrikli
katlanır yan aynalar
|
-
|
+
|
+
|
|
60/40
katlanabilir arka koltuklar
|
-
|
+
|
+
|
|
Sensör
paketi
(Arka park sensörü + yağmur, buğu, koku, karanlık sensörleri + kararan iç dikiz aynası) |
-
|
-
|
+
|
|
Konfor
paketi
(Üç bölge otomatik klima + ısıtmalı ön koltuklar + elektrikli ve sürücü tarafı hafızalı ön koltuklar + elektrikli ve sürücü tarafı hafızalı katlanır yan aynalar) |
-
|
-
|
+
|
|
Deri
paketi
(Deri döşeme + üç bölge otomatik klima + ısıtmalı ön koltuklar + elektrikli ve sürücü tarafı hafızalı ön koltuklar + elektrikli ve sürücü tarafı hafızalı katlanır yan aynalar) |
-
|
-
|
+
|
|
Arka
cam perdesi
|
-
|
+
|
+
|
|
Yolcu
diz hava yastığı
|
-
|
+
|
+
|
|
VDC
/ MSR / Hillholder
|
-
|
+
|
+
|
|
Bi-xenon
farlar
|
-
|
+
|
+
|
|
Far
yıkama
|
-
|
+
|
+
|
Aracın tüm bu anlattığım iç detayları da bize gösteriyor ki, Alfa bu otomobili tamamen bir aile kullanımı için üretmekten ziyade, sportif karakterine uygun olarak tasarlamış. Bu tasarımı yaparken de, spor karakteristiğinden ve ruhundan hiçbir konuda taviz vermemiş. Bunu direksiyonun sürüş zevkinden, eşya saklama gözlerinden, butonlardan ve size bir yarış aracındaymışsınız hissiyatını oluşturan diğer tüm detaylardan da rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.
Alfa 159’un ağırlığı 1540kg. Ağır cüssesine rağmen, 320Nm
torku ve 0,32’lik sürtünme katsayısının da etkisiyle yolda süzülerek
ilerlediğini ve bir hayli çevik/atak olduğunu gözlemliyorsunuz. Aracın bagaj
hacmi 405 litre ile akranlarının biraz gerisinde bir hacim sunuyor. Fakat bagaj
kapağının geniş olması ve içerinin derinliği ile yolcu kısmından da bagaja
erişilebilir olması kullanım kolaylığı sağlıyor. Stepne bagajın alt kısmında
orijinal çelik jantı ile birlikte yer alıyor.
Fabrika çıkış bilgilerinde ortalama tüketimi 7,1lt olarak
belirtilen aracın İstanbul trafiğindeki tüketimi, 100km’de ortalama 8 litre
olarak gerçekleşiyor. Uzun yolculuklarda ise 6.vitesin de katkısı ile 120km’li
hızlarda ortalama 5 – 5,5 litre civarında bir tüketim değerini rahatlıkla yakalayabiliyorsunuz.
Aracı spor modundaki agresif kullanımlarınızda 10-11litre aralığında bir değerle karşılaşıyorsunuz. 1,5 tonun üzerindeki 150Hp ve 320Nm torkluk bir makinada bu değerlerin oldukça ekonomik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aracın yakıt deposu 70 litreden oluşuyor. Uzun yolculuklardaki dikkatli kullanımlarda, bir depo ile rahatlıkla 1000km menzilini yakalayıp geçebiliyorsunuz.
Araç, 2006 yılında yapılan EuroNCAP çarpışma testlerinde 5 yıldız almayı başarmıştır. Sınıfında en sağlam gövdeye sahip modeller arasında yer alan Alfa 159’da, Denge kontrol sistemi (VDC(ESP)), Kaymayı ve patinajı önleyici çekiş kontrol sistemi (ASR), Hidrolik Fren Destek Sistemi (HBA), ABS+EBD ve Sürücü, Yolcu, Yan, Diz ve Perde olmak üzere toplam 9 adet hava yastığı gibi güvenlik ekipmanlarını içeriyor. VDC ve ASR sistemi ayrı ayrı devre dışı bırakılabiliyor…
ABS, EBD, MSR(tork kontrol sistemi), gibi ekipmanlar ıslak veya kaygan zeminlerde kendini gösteriyor ve sistem soğukken dahi 100km/s hızda 36 metrede aracı durdurabilmenizi sağlıyor. Üç ani duruşun ardından ısınmasıyla fren mesafesini 34 metreye kadar düşürebiliyorsunuz. Bu değer rakiplerine ve cüssesine göre oldukça iyi iş çıkardığını gösteriyor.
Aracı spor modundaki agresif kullanımlarınızda 10-11litre aralığında bir değerle karşılaşıyorsunuz. 1,5 tonun üzerindeki 150Hp ve 320Nm torkluk bir makinada bu değerlerin oldukça ekonomik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aracın yakıt deposu 70 litreden oluşuyor. Uzun yolculuklardaki dikkatli kullanımlarda, bir depo ile rahatlıkla 1000km menzilini yakalayıp geçebiliyorsunuz.
Araç, 2006 yılında yapılan EuroNCAP çarpışma testlerinde 5 yıldız almayı başarmıştır. Sınıfında en sağlam gövdeye sahip modeller arasında yer alan Alfa 159’da, Denge kontrol sistemi (VDC(ESP)), Kaymayı ve patinajı önleyici çekiş kontrol sistemi (ASR), Hidrolik Fren Destek Sistemi (HBA), ABS+EBD ve Sürücü, Yolcu, Yan, Diz ve Perde olmak üzere toplam 9 adet hava yastığı gibi güvenlik ekipmanlarını içeriyor. VDC ve ASR sistemi ayrı ayrı devre dışı bırakılabiliyor…
ABS, EBD, MSR(tork kontrol sistemi), gibi ekipmanlar ıslak veya kaygan zeminlerde kendini gösteriyor ve sistem soğukken dahi 100km/s hızda 36 metrede aracı durdurabilmenizi sağlıyor. Üç ani duruşun ardından ısınmasıyla fren mesafesini 34 metreye kadar düşürebiliyorsunuz. Bu değer rakiplerine ve cüssesine göre oldukça iyi iş çıkardığını gösteriyor.
Alfa Romeo 159 biliyorum ki birçok kişinin hayalini
süsleyen bir otomobil. Bunu, onu kullanırken dışarıdan aldığınız tepkilerden de
çok iyi gözlemleyebiliyorsunuz. İçinde biraz olsun spor ruh taşıyan
kullanıcılar 159’un sürüş özelliklerini ve iç mekanda ki enstrümanların
kaliteli işçilikle birleştiğinde ortaya nasıl bir sonuç çıktığını gördüklerinde
bana hak vereceklerdir.
Fakat ülkemizde belli önyargılar sebebiyle hak ettiği yeri
bulamamış, farkındalığı yüksek kullanıcıların tercih ettiği bir otomobil de
aynı zamanda. Bana göre tam anlamıyla bir fiyat/performans aracı
konumunda. Yaşı sebebiyle
vergilendirmede 3.dilimde yer alması da f/p olmasına büyük katkı sağlıyor.
159, rüştünü ispatlamış 1.9 JTDm motor ve Aisin şanzıman ile güç, konfor, yol tutuş, güvenlik ve tasarım konularında her daim Premium bir otomobilin sağladıklarını çok daha ekonomik imkanlar ile size sunarken, yakıt ekonomisiyle de bunu destekliyor.
159, rüştünü ispatlamış 1.9 JTDm motor ve Aisin şanzıman ile güç, konfor, yol tutuş, güvenlik ve tasarım konularında her daim Premium bir otomobilin sağladıklarını çok daha ekonomik imkanlar ile size sunarken, yakıt ekonomisiyle de bunu destekliyor.
Dışarıdan bakıldığında oldukça büyük olan dış ölçülerine rağmen,
iç mekan bir Brioni takım elbisesi gibi vücudunuzu tam sararak size safkan bir spor otomobil kullanımı zevkini yaşatıyor.
Açıkça önerebilirim ki, C veya 3 serisi yerine daha düşük
maliyetlerle 159’a şans verilebilir. Piyasada genellikle bilinçli kullanıcılar
tercih ettiği için, periyodik bakımları düzenli yapılmış, biraz da şanslı iseniz benim gibi boyasız ve değişensiz ilk sahibinden 159 bulmanız mümkün. Halefi
Gülia’nın gün yüzüne çıktığı bugünlerde, farkındalığı artan piyasa kullanıcılarının
da etkisi ile, 159’un popülaritesi artmaya başlamış durumda…
Kazasız Sürüşler
Erhan Tayar
Kazasız Sürüşler
Erhan Tayar